İstanbul'un tarihi semtlerinden birinde, yalnızca 4 metrekarelik bir alanda, 28 yıllık bir ticaret hayatı sürdüren esnaf, her bir köşesinde karşılaştığı anılarıyla dolu bu dükkanı "saray gibi" tanımlıyor. Dükkan, sıradan bir işletmenin ötesinde, yaşanmış hikayelerin ve derin bir emeğin yansıması durumunda. Peki, bu küçücük alanda neler var? Esnaf, bu 28 yıllık serüveninin nasıl başladığını, karşılaştığı zorlukları ve mutluluklarını anlatıyor.
28 yıl önce, genç yaşta ticaret hayatına atılmayı kafasına koyan esnaf, pek çok insanın hayalini kurduğu fakat çoğu zaman cesaret edemediği bir serüvene adım atmıştır. Başlangıçta küçük bir sermaye ile bu dükkanı kiralayan esnaf, işlerin ilk başta zorlu geçtiğini belirtiyor. "İlk gün geldiğimde dükkanın küçüklüğünden korkmuştum, ama burada olmanın verdiği heyecan her şeyi unutturdu," diyor. 1 metre kare bile olmayan dükkanda, küçük bir masa ve birkaç raf ile işe başlamış. Dükkanın içinde, her köşe bir ürünle dolmuş, adeta bir hazineye dönüşmüş.
Başlangıçta birçok zorlukla karşılaşmış, müşteri çekmenin hayli zor olduğunu ifade ediyor. Ancak, zamanla bölgedeki müşterileri ve müdavimleri ile bir bağ kurmuş. Her geçen yıl, dükkanın küçük alanında daha fazla çeşit ürün sunarak, kendisine özel bir yer edinmiş. "İlk müşterimle başladım, şimdi bir aile gibiyiz. Yıllar içinde pek çok insan burayı benim evim gibi benimsedi," diyerek anılarını paylaşıyor.
28 yıl boyunca bu dükkanda geçirdiği zaman, onun için sadece bir iş yeri değil, aynı zamanda hayatının anlamını taşıyan bir mekan haline gelmiş. "Burası bana saray gibi," diyor, gülümseyerek. Her anısı, her gezip geçeni, her müşterisi burada yaşamış olduğunun birer parçası. Dükkanının içinde sıralanan raflarda, yıllar içinde biriktirdiği anılarla dolu eşyalara yer vermiş. Her ürün, bir hatıra, bir hikaye barındırmakta. Çeşitli hediyelik eşyalar, yöresel ürünler ve el yapımı eserler ile dükkanındaki o sıcak atmosferi korumayı başarmış.
Ayrıca, bu küçük dükkandaki sıcaklık ve samimiyet, müşterilerin ilgisini çekiyor. "Buraya gelen herkes kendini misafir gibi hissediyor. Onlara sadece bir ürün satmak istemiyorum; onlarla bir bağ kurmak, sohbet etmek en önemli amacım," diyor. Bunu başardığı için, 28 yıldır aynı dükkanını işletmeyi sürdürüyor. Her gün dükkanını açtığında o heyecanı bir kez daha yaşıyor. "Bu çok özel bir şey, para kazanmaktan daha fazlası," şeklinde ifade ediyor düşüncelerini.
28 yıl boyunca birçok değişiklikle karşılaşmış olsa da, hayallerinin peşinden koşmaya devam etmiş. "Sektör değişti, müşteri talepleri değişti ama ben hep aynı yerde, aynı tutku ile durdum," diyor. Bu küçücük dükkanda geçirdiği zaman, ona hem iş hem de yaşam dersleri vermiş. "İş yapmanın en önemli yolu, insanlara değer katmak ve onların hayatlarında yer almak," şeklinde özetliyor deneyimlerini.
Bütün bu süreçte, eski dostlarıyla ilişkilerini sürdüren esnaf, bir aile gibi bağlı olduklarından da bahsediyor. "Müşterilerimle sadece alışveriş değil, dostluk da kurdum. Yıllar içinde herkes burada bir araya gelmekten keyif alıyor," diyerek nostaljik bir bakış sunuyor. Halkın takdirini kazanan bu esnaf, küçük dükkandaki büyük hayalini gerçekleştirmeye devam ediyor ve bir nesilden diğerine aktardığı değerlerle dolu bir yaşam sürdürüyor.
Sonuç olarak, 4 metrekarelik bu dükkan, sadece bir ticaret noktası değil, anıların, dostlukların ve yaşam hikayelerinin tezgahında şekillendiği bir yer olarak kalacak. Bu küçük alan büyüleyici hikayelerin yuvası olmaya devam ediyor ve her geçen gün yeni nesillere ilham veriyor.