Sanat ve zanaat dünyasında bazen ortaya çıkan fırsatlar, herkesi kısa sürede hayran bırakan yaratıcı yeteneklerle doludur. İşte böyle bir yeteneğe sahip olan sanatçımız, sadece üç günde yapılabilen eserleriyle dikkat çekiyor. Görenlerin tarihi eser olarak değerlendirdiği bu eşsiz parçalar, hem göz alıcı hem de derin bir hikaye taşıyor. Ancak sanatçımız bu eserleri satmayı düşünmüyor; onun amacı, yaratıcılığını ve yeteneğini paylaşarak insanlara ilham vermek.
Sanatçımız, bir eser yaratma sürecinde her aşamayı titizlikle düşünerek ilerliyor. Kullanılan malzemelerin seçimi, eserin estetiği ve fonksiyonelliği açısından büyük bir önem taşıyor. İlk olarak, sanatçı, doğal ve sürdürülebilir malzemelerle çalışmayı tercih ediyor. Ahşap, taş ve metal gibi malzemeleri ustalıkla bir araya getirerek ortaya son derece etkileyici eserler çıkarıyor. Her bir parçayı tasarlarken, geçmişin izlerini ve kültürel detayları modern bir bakış açısıyla harmanlamaktadır. Bu da onun eserlerine özgün bir ruh katıyor.
Üç gün boyunca, sanatçımız yoğun bir çalışma temposuyla eseri adım adım şekillendiriyor. İlk gün, ilham kaynaklarından biri olan doğayı gözlemleyerek, tasarımın temel hatlarını belirliyor. İkinci gün, seçtiği malzemelerin işlenmesi ve detayların netleştirilmesi sürecini kapsıyor. Son gün ise, eserin son dokunuşlarının yapıldığı ve estetik açıdan en tatmin edici halinin verildiği gün oluyor. Sanatçı, izleyicilerin gözünde "tarihi eser" algısı yaratan bu eserlerle, geçmişin derinliklerine bir yolculuk yapmaya davet ediyor.
Sanatçımız bu eserleri satmayı düşünmemesinin nedenini, daha çok insanın bu eserlerden ilham almasını istemesine bağlıyor. Onun için sanat, sadece maddi değerlere değil, aynı zamanda kültürel bir mirasa ve duygusal bir deneyime işaret ediyor. “Benim için önemli olan, bu eserlerin insanlara bir şeyler hissettirmesi ve onları düşünmeye sevk etmesidir” diyor. Bu düşüncelerle yola çıkan sanatçı, sadece kendi sanatını geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda genç sanatçılara da ilham vermeyi hedefliyor.
Görsel sanatlarla geçirdiği zaman diliminde, insanların tarihi ve kültürel bağlarını yeniden keşfetmesini sağlamak, onun en büyük ideali haline gelmiş durumda. Üç günde yaptığı eserlerin doğrultusunda, gelecekte daha büyük projeler üzerinde de çalışmayı planlıyor. Farklı sanat disiplinleriyle işbirliği yaparak, bu eserleri daha geniş kitlelerle buluşturmayı amaçlıyor. Sosyal medyada aktif bir şekilde var olan sanatçı, eserlerini ve yaratım sürecini belgeleyerek, izleyicileriyle bağlantı kurmayı sürdürüyor.
Özetlemek gerekirse, sanatçımızın üç günde yarattığı bu eşsiz eserler, sadece göz alıcı görünüşleriyle değil, aynı zamanda taşıdıkları derin anlamlarla da hayranlık uyandırıyor. Onun amacı, sadece sanatı değil, aynı zamanda geçmişin güzelliklerini ve hikayelerini de günümüze taşımak. Gelecekteki projeleriyle, daha fazla insanın ilham almasını hedefleyen bu yetenekli sanatçının yolculuğunu izlemek ise bizler için büyük bir heyecan kaynağı olacaktır.