Son günlerde dünya genelinde öğrenci hakları ve adalet arayışları gündemi etkisi altına alırken, ABD’nin önde gelen üniversitelerinden birinin profesörü, Türk öğrencisi Rümeysa Öztürk için çarpıcı bir adım attı. Georgetown Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapan Profesör David Smith, Türkiye’deki eğitim sisteminin adaletsizliklerini dile getirmek amacıyla açlık grevine başladı. Bu eylem, hem uluslararası eğitim camiasında hem de medyada büyük yankı uyandırırken, Rümeysa Öztürk’ün yaşadığı sorunların da daha geniş bir perspektife taşınmasına yardımcı oluyor.
Rümeysa Öztürk, Türkiye’deki yükseköğrenim kurumlarında karşılaştığı zorluklar nedeniyle eğitimine devam edemedi. Ailesinin maddi durumu, yurt dışındaki eğitim fırsatlarını değerlendirmesine engel olurken, yaşadığı bu adaletsizlikle başa çıkabilmek için yardım arayışına girdi. ABD’li Profesör David Smith, Rümeysa’nın hikayesini duyduktan sonra, sadece bir öğrencinin değil, bölgede eğitim gören birçok öğrencinin hakkını savunmanın gerektiğini düşündü. Daha önce benzer konularda sosyal aktivizmde bulunan Smith, bu eylemiyle hem öğrencinin durumuna dikkat çekiyor hem de eğitim hakkının evrensel bir mesele olduğunu vurgulamak istiyor.
Profesör Smith’in açlık grevi, sadece Rümeysa’nın hikayesini değil, Türkiye'deki eğitim sisteminin genel sorunlarını da gündeme taşıdı. Öğrencilerin eşit fırsatlara erişiminin önemine ve eğitimde ayrımcı uygulamaların kabul edilemezliğine dikkat çekmekte. Eğitimin bir hak olduğunu vurgulayan Smith, “Eğitimde adalet için savaşmak, sadece bireylerin değil, tüm toplumların geleceği için hayati bir meseledir” dedi. Bu eylem, uluslararası kamuoyunun Türkiye’deki eğitime dair daha fazla meseleyi gündeme almasına vesile olmaktadır.
David Smith’in açlık grevine başlaması, sosyal medyada geniş yankı buldu. Birçok kullanıcı, bu eylemi desteklediklerini belirten paylaşımlar yaparak, Rümeysa ve benzer durumdaki öğrencilerin haklarına dikkat çekti. Bunun yanı sıra, Türkiye’deki eğitim sisteminin daha iyi bir hale gelmesi için değiştirilmesi gereken politikaların da tartışılmasına neden oldu. Gençler, sosyal adalet arayışında dayanışma içinde olduklarını belirtiyor ve bu eylemi ilham verici buluyorlar.
İlerleyen günlerde Rümeysa Öztürk'ün durumu ve açlık grevinin sonuçları merakla takip edilecek. Eğitimde fırsat eşitliği, Türkiye’nin yanı sıra birçok farklı ülkede de tartışılan bir mesele olmayı sürdürüyor. David Smith’in eylemi, bu konudaki farkındalığı artırmakta önemli bir rol oynayabilir. Eğitimdeki eşitsizliklerin giderilmesi için uluslararası iş birliğinin şart olduğunu belirten akademisyenler, bu tür eylemlerin toplumda ses getirmesi gerektiğine inanıyorlar.
Rümeysa’nın hikayesi, sadece birey olarak değil, aynı zamanda genç kuşakların geleceği için yapılan bir dayanışma çağrısı olarak öne çıkmakta. Eğitim hakkı, insani bir hak olarak kabul edilse de, birçok bölgede hala ciddi sorunlar yaşanmakta. Tüm bu sorunların çözümü için, toplumun her kesiminin, eğitimcilerden öğrenciler kadar herkesin üzerine düşen görevleri bulunduğu unutulmamalıdır.
Son olarak, David Smith’in açlık grevi, eğitimde eşitlik ve adalet arayışının sadece bireylere bağlı olmadığını, aynı zamanda global bir hareketin de parçası olması gerektiğini gösterdi. Rümeysa Öztürk ve benzeri gençlerin eğitim hakkına kavuşabilmesi için tüm dünyadan destek beklenmektedir. Eğitimde fırsat eşitliği, sadece bireyler için değil, toplumsal gelişim ve sosyal adalet açısından da son derece önemlidir.