Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Şehitler Yürüyüşü, 7. senesinde yine İstanbul'dan Çanakkale'ye doğru yola çıktı. Yürüyüş, Türkiye’nin geçmişine tanıklık eden, kahramanlıklarla dolu bir yolculuk olma özelliğini taşıyor. Zamanla büyüyen bu anlamlı organizasyon, hem katılımcılar hem de destek verenler için unutulmaz bir deneyim sunuyor. Geçtiğimiz hafta, 3 gün süren zorlu bir yürüyüşün ardından, katılımcılar Tekirdağ’a ulaşmayı başardı. Bu yıl yürüyüşe katılanların sayısı ise önceki yıllara nazaran daha da arttı.
Pek çok kişi için, her yıl düzenlenen bu yürüyüş, sadece fiziksel bir aktiviteden çok daha fazlasıdır. Katılımcılar, geçmişten gelen bir sorumluluğu hissederek, şehitleri anmak ve onlara vefa göstermek amacıyla yola çıkıyor. Yürüyüş boyunca her köyde, her şehirde insanlar tarafından karşılanan grup, moral depolayarak Çanakkale’ye doğru ilerliyor. Yürüyüş, yalnızca bir anma etkinliği olarak kalmamış, Türkiye genelinden birçok insanı bir araya getiren bir dayanışma halkası haline gelmiştir.
Katılımcılar, yürüyüşün her aşamasında, şehitlerin hatıralarını anarak, zaman zaman durup dualar etmekte ve çeşitli etkinliklerle bu anma süreçlerini zenginleştirmektedir. Yürüyüş boyunca sosyal medya üzerinden paylaşılan anlar, kahramanlık hikayeleri ile birleşerek, katılımcıların ve destek verenlerin duygularını yansıtmaktadır. Yürüyüş boyunca elde edilen bağışlarla, şehit ailelerine ve gazilere destek olan projelere katkıda bulunulması da etkinliğin asli amaçlarından biridir.
3 gün süren yürüyüşün sonunda Tekirdağ’a ulaşan grup, artık Çanakkale'ye daha da yaklaşmanın heyecanıyla dolup taşıyor. Bu yıl Tekirdağ’da yapılan karşılama töreni, katılımcılar arasında duygu dolu anların yaşanmasına neden oldu. Tekirdağ’daki yerel halk, yürüyüşçüleri coşku içerisinde karşıladı; sloganlar ve alkışlarla destek verdi. Bu tarz karşılamalar, yürüyüşün sadece bir spor etkinliği değil, aynı zamanda güçlü bir birliktelik ve vefanın simgesi olduğunu gözler önüne seriyor. Tekirdağ’da verilen mesaj ise nettir: ‘Unutmadık, unutturmayacağız.’
Yürüyüşçüler, Tekirdağ’daki konaklamalarında, geçmiş anılarla dolu bir kesit yaşadı. Yerel halk, katılımcılara sıcak bir misafirperverlik gösterdi; ev sahipliği yapılan mekanlarda ise hep birlikte şehitler için dualar edildi. Yürüyüşçülerin çoğu, sosyal medyada bu anları paylaşarak, evrensel bir mesaj vermeyi amaçladıklarını vurguladı. “Şehitlerimizin anısını yaşatmak için buradayız. Her adımımız onlara olan sevgimizi ve saygımızı göstermekte.” şeklindeki ifadeler, yürüyüşün anlamını bir kez daha pekiştiriyor.
Yarın, yürüyüşçüler Çanakkale’ye ulaştıklarında, Türk milletinin geçmişteki mücadelelerine bir kez daha tanıklık edecekler. Yürüyüşün sonundaki büyük etkinlikte, çeşitli konuşmalar, gösteriler ve dualar ile birlikte, şehitlerin ruhuna bir kez daha saygı duruşunda bulunulacak. Yürüyüş sırasında katılımcıların yalnızca fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da güçlendikleri gözlemleniyor. Yıllar geçse de bu geleneğin devamlılığı, genç kuşakların da bu değerleri öğrenmesini sağlamakta, gelecek nesillere aktarılması açısından son derece kritik bir nokta.
Sonuç olarak, İstanbul'dan başlayan ve her yıl yapılan şehitler yürüyüşü, sadece bir etkinlik değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi. Adımlarıyla geçmişe saygı gösterenler, geleceğe umut aşılayan bu yürüyüşü sürdürmeye kararlılar. 7 yıl boyunca devam eden bu anlamlı yolculuk, katılımcılara ve destek olanlara, şehitlerin hatırasını yaşatmanın yanı sıra, milli bilincin de artırılması açısından önemli bir fırsat sunuyor. Bu yıl yürüyüşe katılan herkes, bu deneyimi sonsuza dek unutamayacak.