İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun son günlerde gündeme gelen "Gazze’de kimse açlıktan ölmüyor" açıklaması, dünya genelinde tartışmalara yol açtı. Bu serin ifadeler, yalnızca siyasi açıdan değil, insani boyutuyla da dikkat çekiyor. Birçok uluslararası gözlemci ve medya kuruluşu, Gazze’deki insani durumu incelemek üzere bölgeye gitti. Gerçekler, Netanyahu’nun iddialarını sorgulayan tanıklara ve veriye dayalı araştırmalara işaret ediyor. Bu haberimizde, Gazze'deki durumu anlamak için gerekli rakamları ve tanık görüşlerini ele alacağız.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, Gazze Şeridi’nde yaklaşık 2 milyon insan yaşamaktadır. Bu nüfusun büyük bir kısmının insani yardımlara bağımlı olduğu kaydediliyor. 2023 yılı itibarıyla bölgedeki gıda güvenliği durumu alarm verici seviyelere ulaşmış durumda. Gazze’deki nüfusun yüzde 60’ı yetersiz beslenme yaşıyor ve bu durum, özellikle çocuklar arasında ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor. Bu rakamlar, Netanyahu'nun iddialarını sorgulayan zihinlerde daha fazla soru işareti bırakıyor.
Ayrıca, UNICEF’in yayınladığı bir raporda, Gazze’de gıda yetersizliğinden etkilenen 1.5 milyon insan olduğu belirtiliyor. Bu da demektir ki, bölgede her beş bireyden biri, yeterli gıda alabilmek için mücadele ediyor. Elde edilen verilere göre, muhalif gruplar ve yerel halk, bu durumun sebebinin uzun süredir devam eden blokajlar, savaşlar ve insani yardımlardaki azalmalar olduğunu ifade ediyor. Tüm bunlar, sadece gıda değil, temiz su, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçların da ihmal edildiği bir ortam ortaya koyuyor.
Bölgedeki durumu yerinde gözlemleyen gazeteciler ve insani yardım kuruluşları, halkın yaşadığı acıyı ve yetersizlikleri gözler önüne seriyor. Gazze’de yaşayan bir tanık, "Üç gündür ekmek alacak param yok. Çocuklarım aç, fakat ne yapabilirim ki?" derken, gözleri doluyordu. Bu tür tanıklıklar, Netanyahu’nun açıklamalarının arka planda kalan gerçekliğiyle çelişiyor. Diğer taraftan, hastanelerde yaşanan dram da bir başka çarpıcı gerçek. Doktorlar, ihtiyaç duyulan ilaç ve malzemelerin yokluğundan ötürü birçok hasta için tedavi imkanı bulamadıklarını belirtiyorlar.
Uluslararası insan hakları örgütleri, Gazze’deki durumun aciliyetine dikkat çekiyor ve insanlık adına itirazda bulunuyorlar. Amnesty International gibi kuruluşlar, bireylerin temel haklarının hiçe sayıldığını, acil yardımlara ulaşmanın zor olduğunu ve dünya kamuoyunun daha fazla duyarsız kalmaması gerektiğini vurguluyor. Bu bağlamda, Netanyahu’nun "Kimse açlıktan ölmüyor" ifadesi, eleştirilere maruz kalıyor ve bölgedeki insani kriz hakkında açık bir tartışma başlatıyor.
Sonuç olarak, Netanyahu’nun bu iddiaları çürütüldü ve Gazze halkının yaşadığı yıkıcı durum uluslararası toplumun gözleri önündedir. Gerçekleri görmezden gelemeyiz. Gazze halkı, sadece bir siyasi çatışmanın değil, aynı zamanda bir insani dramın kurbanı durumundadır. Bu nedenle, tüm dünyanın dikkatini bu soruna çekmek, sorumluluk almak ve bölgedeki insanlara yardım etmek artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Gazze'deki insanlara ulaşmak, sadece bir yardım değil, aynı zamanda insanlık adına bir görevdir.