Toplumda sıkça dile getirilen "erkekler Mars'tan, kadınlar Venüs'ten" ifadesi, cinsiyetler arası farklılıkları vurgulamak için kullanılan popüler bir mecaz. Ancak son yıllarda bu görüşlere yönelik eleştiriler ve alternatif bakış açıları gelişmeye başladı. Bu çerçevede, Prof. Dr. Türkçapar, cinsiyetlerin psikolojik durumu ve davranış biçimlerine dair yeni yorumlar ile dikkatleri üzerine çekiyor. Psikolojik, sosyolojik ve kültürel faktörlerin etkisiyle şekillenen cinsiyet kimliği ve algısı üzerine titiz bir inceleme sunan Prof. Dr. Türkçapar, erkek ve kadınların düşündüğümüzden çok daha benzer psikolojik özelliklere sahip olabileceğini savunuyor.
Toplumsal normlar, aile yapısı, eğitim ve kültürel etkiler; erkeklerin ve kadınların nasıl düşündüğü, hissettiği ve davrandığı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Cinsiyetler arası farklılıklar üzerine yapılan araştırmalar, biyolojik faktörlerin yanı sıra çevresel birikimlerin de önemli rol oynadığını göstermektedir. Prof. Dr. Türkçapar, bu bağlamda, toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl uygulandığına ve bunun bireylerin psikolojik gelişimini nasıl etkilediğine dikkat çekiyor. Her bireyin kendi yaşam deneyimleriyle şekillenen benzersiz bir psikolojik yapısı olduğuna vurgu yapan Türkçapar, erkeklerin ve kadınların kalıplaşmış sosyal normlara uymak zorunda olmadığını ifade ediyor.
Prof. Dr. Türkçapar, bir toplumdaki cinsiyet rollerinin nasıl belirlendiğini ve bireylerin bu rollere neden uyduğunu derinlemesine inceliyor. Farklı kültürlerin, erkeklik ve kadınlık kavramlarını nasıl tanımladığını irdeleyen Türkçapar, toplumların bu algılar üzerinden bireylere çeşitli beklentiler yüklediğini dile getiriyor. Eğitim sisteminin, medya ve sosyal medya aracılığıyla bu algıların pekişmesine katkı sağladığını belirtiyor. Bu durum, bireylerin kendilerini ifade etme biçimlerini ve ilişkilerinde nasıl davrandıklarını da etkiliyor. Kadınların komplikasyonları ifade etme, duygusal anlıklar yaşama konusundaki kabulleri oldukları gibi, erkeklerin de duygusal zayıflıklarını ifade etmekten kaçınmaları bu kültürel yapıların bir sonucudur.
Bu bağlamda, Prof. Dr. Türkçapar, modern toplumlarda hem erkeklerin hem de kadınların duygusal ve psikolojik açıdan kendilerini daha özgürce ifade edebilmeleri gerektiğini vurguluyor. Cinsiyet eşitliği ve toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Türkçapar, bu dönüşümün sağlıklı bir toplum yaratması için hayati önem taşıdığını belirtiyor. Kadın ve erkeklerin birbirlerini daha iyi anlayabilmeleri, sağlıklı ilişkiler kurabilmeleri ve toplumsal çatışmaların azalması için iletişim becerilerinin geliştirilmesi gerektiği de Türkçapar'ın vurguladığı önemli noktalar arasında.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Türkçapar, "Erkekler Mars'tan, kadınlar Venüs'ten" tezinin oldukça yüzeysel bir bakış açısı olduğunu savunarak, daha derin psikolojik ve sosyal incelemelere ihtiyaç olduğunu söylüyor. Cinsiyetler arasındaki farkların yanı sıra, benzerliklerin de dikkate alınması gerektiğini belirtiyor. Kaderimiz olarak gördüğümüz bu toplumsal kalıpların, bireylerin ruhsal sağlığını nasıl etkilediğini anlamak ve bu durumu değiştirmek adına daha fazla araştırma ve tartışmanın şart olduğunu ifade ediyor.
Gelecekte, bu konudaki farkındalığın artmasıyla birlikte, daha eşitlikçi bir toplum yapısının ortaya çıkabileceği umudunu taşıyan Türkçapar, bireyleri kendilerine özgü bir kimlik geliştirmeye davet ediyor. Erkekler ve kadınlar olarak, Mars’tan ya da Venüs’ten gelmediklerini, sadece farklı deneyimlerden ve kültürlerden süzülen bireyler olduklarını unutmamak gerektiğini hatırlatıyor.