Son dönemde Suriye'deki askeri ve siyasi dengelerin yeniden şekillendiği bir döneme girilirken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a olan desteği, dünyanın dört bir yanında yankı uyandırmaya devam ediyor. Putin, Esad'ı Suriye'yi terk etmeye ikna etme konusunda kararlı bir tutum sergiliyor. Bu durum, Suriye’deki iç savaşın daha da derinleşebileceğine dair endişeleri artırıyor. Bugün, bu karmaşık durumu ve gelecekte neler olabileceğini detaylandırıyoruz.
Rusya ve Suriye arasındaki ilişkiler, 1970'lere kadar uzanmaktadır. Sovyetler Birliği döneminden bu yana, Suriye, Rusya’nın Ortadoğu’daki en yakın müttefiklerinden biri olmuştur. Beşar Esad’ın babası Hafız Esad, Sovyetler Birliği ile sıkı bağlar kurmuş ve bu gelenek, oğlu Beşar döneminde de devam etmiştir. Suriye’nin stratejik konumu ve Rusya’nın askeri ve ekonomik ihtiyaçları, iki ülke arasındaki ilişkiye yön veren temel unsurlar olmuştur. Ancak günümüzde, Putin'in Esad'a olan desteği daha karmaşık bir hale gelmiştir.
Esad, 2011 yılında başlayan iç savaşın patlak vermesiyle birlikte, büyük bir uluslararası izolasyonla karşı karşıya kaldı. Fakat Putin, yeni dünya düzeninde Suriye'nin Rusya için taşıdığı önemi göz önünde bulundurarak Esad’a destek vermiştir. Bu destek, askeri yardımın yanı sıra siyasi alandaki manevi desteği de içeriyor. Esad’ın iktidarını kaybetmesi, Rusya’nın Ortadoğu’daki etkisini kaybetmesi anlamına gelecektir ve bu nedenle Putin, Esad’ın istikrarını koruma çabasını sürdürüyor.
Putin, Esad'ı Suriye’den göndermeyi düşünmediğini her fırsatta dile getiriyor. Bu durum, Suriye’de barış sürecinin ne kadar zor olduğuna işaret ediyor. Esad’ın iktidarı, uzun yıllar boyunca sürdüğü için, bu saatten sonra onun iktidarından vazgeçmesini beklemek pek gerçekçi değil. Bununla birlikte, uluslararası toplumun ve özellikle de Batılı ülkelerin Suriye’ye yönelik tutumu, bölgedeki gelişimleri doğrudan etkilemektedir. Örneğin, ABD ve Avrupa ülkeleri, Esad yönetimine yönelik yaptırımları sıkılaştırdı. Ancak Rusya’nın bu durumdaki muhalefeti, Suriye'nin geleceğini daha da karmaşık hale getiriyor.
Öte yandan, Putin ve Esad’ın ilişkisi, Suriye'nin yalnızca iç işleyişini değil, aynı zamanda komşu ülkelerle olan bağlarını da etkiliyor. Türkiye, İran ve Suudi Arabistan gibi ülkeler, Suriye'deki durumu dikkatle izliyor. Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde yer alan PKK/YPG ile olan mücadelesi nedeniyle Esad’a karşı tutumunu net bir şekilde belirlese de, Rusya'nın Esad’a olan desteği bu durumu zorlaştırıyor. Aynı zamanda, İran’ın da Esad'a verdiği destek, bölgesel dengeleri etkileyen önemli bir faktördür.
Gelecekte ne olacağı hakkında kesin bir şey söylemek zor. Ancak Putin’in Esad’a olan desteğinin devam etmesi, Suriye'nin içindeki karmaşayı daha da derinleştirecek gibi görünüyor. Bu sebeple, Suriye'de barışın ne zaman tesis edileceği veya mevcut durumun ne kadar süreceği konusunda herkesin kafası karışık. Uluslararası ilişkilerdeki belirsizlikler, Suriye'deki krizin çözümünü daha da zorlaştırıyor.
Sonuç olarak, Putin’in Esad’ı bırakmaması, sadece Suriye’nin geleceğini değil, aynı zamanda bölgedeki iktidar dengelerini de etkileyen bir durum haline gelmiştir. Gelecek yıllarda Suriye’nin siyasi ve askeri yapısındaki değişiklikler, hem iç politikalar hem de uluslararası ilişkiler açısından büyük bir öneme sahip olacak gibi görünüyor. Umut ediyoruz ki, bölgedeki çatışmalar bir an önce sona erer ve halk, barış dolu bir geleceğe adım atabilir.