Son yıllarda hac ve umre ibadetleri için yoğun ilgi gösteren Müslümanların Türkiye'ye girişleri, özellikle izinsiz hac organizasyonlarıyla gündeme gelmeye başladı. 2023 yılında 75 binden fazla kişinin, "izinsiz hac" gerekçesiyle Türkiye’den geri gönderilmesi, hem güvenlik hem de organizasyonel zorluklar açısından birçok soruyu beraberinde getiriyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ve ilgili güvenlik birimleri, bu konuyu daha yakından takip ederek halkı bilinçlendirme çalışmaları yapıyor.
Hac ve umre, İslam dininin önemli ve kutsal ibadetlerinden biri olarak, her yıl milyonlarca kişinin katılımıyla gerçekleştiriliyor. Ancak, özellikle son yıllarda bazı grupların izinsiz hac organizasyonları oluşturması, güvenlik açığı yaratmaya başladı. Bu organizasyonlar, yasal izin ve belgeler olmadan hac düzenleyerek hem hacı adaylarının hayatını riske atıyor hem de ülkemizin sınır güvenliğini tehdit ediyor. Türkiye, dünya genelinde birçok Müslüman için hava yolu ve kara yolu ile hac ibadetine ulaşımda en önemli geçiş noktası konumunda. Bu sebeple, izinsiz organizasyonlara karşı alınan önlemler her zamankinden daha önemli hale geldi.
Geçtiğimiz yıl, 75 binden fazla kişinin izinsiz hac nedeniyle geri gönderilmesi, bu etkinliğin ne denli önemli bir konu olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Geri gönderme işlemlerinin ardında ise birkaç temel sebep yatıyor. Öncelikle, izinsiz hac organizasyonlarına katılan kişilerin, hac öncesi belgelerinin eksik ya da sahte olması dikkat çeken bir durum. Ayrıca, bazı kişiler izinsiz olarak, hac görevlisi kimliği altında insanları kandırarak, maddi kazanç sağlamaktadır. Bu tür olaylar, ciddi bir dolandırıcılık faaliyeti olarak nitelendiriliyor ve mağdur olanların sayısı da her geçen gün artıyor.
Hac ve umre yolculuklarının güvenli bir şekilde yapılabilmesi için Türkiye, çeşitli önlemler alıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, her yıl hac organizasyonlarını düzenlemekte ve kişinin bu ibadeti yapabilmesi için gerekli tüm şartları yerine getirmeye özen göstermektedir. İzinli hacca katılmak isteyenlerin, gerekli belgelerle birlikte ilgili mercilere başvurmaları ve önceden bilgilendirilmeleri konusunda çalışmalar sürdürülüyor. Özellikle, sosyal medya üzerinden yapılan yanıltıcı duyurulara karşı da bir dizi uyarı ve bilinçlendirme kampanyası başlatılmıştır.
Bunun yanı sıra, Türkiye'nin çeşitli illerinde, izinsiz hac organizasyonlarının fark edilmesi ve engellenmesi için vatandaşlara özel bilgilendirme seminerleri düzenleniyor. Toplumun farklı kesimlerine hitap eden bu etkinlikler, dini liderlerden, akademisyenlerden oluşan uzman ekiplerle destekleniyor. Bilgi eksikliği ve güvensizlikten kaynaklanan bu tür karışıklıkların önüne geçmek için bireylerin bilinçlendirilmesi, kamu güvenliği açısından oldukça önemlidir. Din adamları ve uzman kişiler, umre ve hac ibadetinin nasıl olması gerektiği, nereden yapılması gerektiği ve hangi belgelerin gerektiği konusunda halka büyük katkılarda bulunmaktadır.
Sonuç olarak, izinsiz hac ve umre organizasyonları, hem halk sağlığı hem de güvenlik açısından kritik bir mesele oluşturmakta ve bu konudaki farkındalığın artması gerektiği bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Türkiye, hem yerli hem de yabancı hacı adaylarının güvenliğini sağlamak için gereken tüm önlemleri alma kararlılığı göstermektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ve diğer ilgili kurumların yapmış olduğu bilinçlendirme çalışmaları, bu sorunun çözümü açısından büyük önem taşımaktadır. Her geçen gün artan sayıda insan, dinin güzelliklerini yerine getirmek üzere yola çıktığında, güvenli ve iznini almış bir hac yolculuğu gerçekleştirmeleri için gerekli bilgiye sahip olmalıdırlar.